DOĞUM GÜNÜM #2020GÜNLÜKLERİ

02.07.2020

Herkes için hayatının en önemli günü  doğum günü değil midir ? Şahsen, benim için öyle. Her zaman kendimin ve etrafımdakilerin doğum gününü önemsedim. Çünkü doğum gününü kutlamak 'iyi ki doğdun' demek, görünenden daha çok anlam içeriyor. İyi ki hayattasın, senin varlığını önemsiyorum demek. Bilmem, hiç böyle düşündünüz mü ? Ama farkettiyseniz doğum günlerinizi kutlayanları unutmazsınız. Siz de o kişilerin kutlamaya çalışırsınız. Sizin doğum gününüzü, varlığınızı önemseyenleri siz de önemsemeye başlarsınız. 
Uzun yıllar boyunca doğum günümü kutlayanlar listesi tuttum.O kişileri unutmamak, ben de kutlayabilmek için. Hatta biraz takıntıya getirerek kutladıkları saatlerde kutlardım ben de. Şimdi çok çocuksu geliyor bu listem. Ve şimdi öyle bir liste tutmama gerek kalmıyor. İki elin parmaklarını geçmeyecek kadar insan var hayatımda. Ve bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar doğum günümü hatırlayan var. Zamanla insanın hayatındaki kişiler azalıyor gerçekten. Ve bu ne kadar yalnızlık gibi görünse de çok güzel. Az ve öz. Bana değer verdiklerini hissedebiliyorum, yanımda olmasalar da yanımda olduklarını hissedebiliyorum. Ama bazen tüm ailemle olduğum, arkadaşlarımla olduğum gösterişli doğum günlerimi özlüyorum. Küçüklüğümde annemin bana her doğum günümde aldığı gelinlikleri özlüyorum. Herkesin bana kendimi özel hissettirdiği o günleri özlüyorum. Şimdi kendime doğum günü pastası alıyor olmak, tek başıma kutluyor olmak, üzmüyor değil. Ama hayat bu, diyorum kendime. İnsan büyüdükçe kendi kendine kalıyor ve kendi kendine yetebilmeyi öğreniyor. Kendi ayakları üzerinde durup, tüm dertlerle, insanlarla, hayatla savaşabilmeyi öğreniyor. Küçükken yalnızlıktan çok korktum ve hatta uzun bir süre korktum. Hayatta sevdiğim sadece dört kişi vardı. Ve eğer onlardan birine bir şey olursa yaşayamam diyordum. Ama hayat gerçekten çok garip. Zaman gerçekten her şeyin ilacı. Yaşayamam sanıyordum ama yaşıyormuşum, yani yaşıyorum. Ama nefes almak yaşıyor anlamına mı geliyor, bunu anneme hep sorarım. 20 yaşıma giriyorum ama gerçekten yaşadığım kaç yıl var? 20 yılı yolun çeyreği diye düşünen iyimserler var. Ya da yolun içte biri. Ama ben 20yi yolun sonu gibi görüyorum bir yandan yolun başı gibi. Onlu sayılara veda edip yeni yaşlara adım atmak gibi.Hatta çok duygusal biri olarak, yeniden doğmak da diyebilirim.Kim bilir belki de yeniden doğmak istiyorumdur?
Aslında hayat çok güzel, güneşin doğuşu,batışı, yemek yemek, uyumak bunlar çok güzel. Ama hayatı bir o kadar da çok iğrenç buluyorum. Konuyu ölüme, intihara çekmek en çok sakındığım şey, ama demeden edemeyeceğim. Hayatı sevdiğim kadar hayattan nefret ediyorum. Niye yaşadığımı sorguladığım, ölmek istediğim çok kez oldu. Ama eğer bir kez daha gelseydim dünyaya, hayata sıkıca tutunurdum. Aldığım her nefesi doyasıya yaşardım. Her gün yatağa yattığımda huzurla bugünü de güzel yaşadığımı hissederdim. Eğer bir kez daha gelseydim dünyaya, mutlu olmayı en büyük hedefim yapardım. Beni mutlu eden şeyler için uğraşırdım. Beni mutlu eden şeylerden bazı şeyler için vazgeçmezdim. Eğer bir kez daha gelseydim dünyaya, sıradan öğrenciler gibi olmak isterdim. Belki çok egoistçe gelecek bu cümlem ama hep sınıf, okul, ilçe birincisi olmuştum. Bunun zorluklarıyla uğraşmak yorucuydu. Bunun ne zorluğu olabilir ki diye mi düşünüyorsunuz? ' Eğer zeki olmasaydım ilkokul arkadaşlarım bana lakap takmaz mıydı, daha fazla arkadaşım olmaz mıydı, dışlanmaz mıydım, insanların benden beklentisi olmaz mıydı ve istediğim şeye yönelebilir miydim ? Ve böyle başarı takıntılı birisi olmaz mıydım? Bunu çok düşündüm. Başardıkça hep daha fazla başarmak ve insanların benden beklentilerini karşılamak istedim. Ve karşılayamayınca çok çok kötü hissettim. Ama zeki olmak zorunda mıyım, insanların benden beklentileri olmak zorunda mı, ben karşılamak zorunda mıyım? Hayır, sadece hayır. Sıradan bir öğrenci, diğer insanlar için küçük ama kendisi için büyük bir hedefi olan öğrenci. Kendi istediği şeyin peşinden koşan öğrenci, istediğim tam da bu. Ve eğer bir kez daha gelseydim dünyaya, aşık olmak isterdim. Herkesin dilinden düşmeyen o aşk denen şeyi yaşamak isterdim. Kendime, aşık olabilmek için bir şans tanırdım. Sevginin birleştirici gücüne inanırdım. Daha cesaretli olurdum ve birini beğendiğim zaman ona açılabilme fırsatı vermek isterdim kendime. Eğer bir kez daha gelseydim dünyaya, şu bıktığım mükemmeliyetçilik huyumdan kurtulmak isterdim. 'Her zaman güçlü olmak zorunda değilsin, güçsüz de olabilirsin. Düştüğün zaman yardım alabilirsin, yardım istemek acınası bir durum değil.Her zaman iyi olmak zorunda değilsin, insanlara iyilik meleği gibi davrandıkça kendine kötülük ettiğinin farkında değil misin? Kötü olmak istiyorsan kötü ol, sadece kendin ol, en önemlisi bu.' demek isterdim kendime. Ve eğer bir kez daha  gelseydim dünyaya, dövmek istediğim çok kişi var.'Önemli değil.' dediğim şeylerin aslında ne kadar önemli olduğunu göstermek, içime atmak yerine dışarıya yumruklar savurmak isterdim. Ne kadar kin doluymuşum! Sadece hafızam iyi ve unutmak benim için zor diyelim. Kısacası eğer bir kez daha gelseydim dünyaya, yeni bir hayat isterdim. Yeni bir ben, yeni insanlar isterdim. Kendi hikayemi kendim yazmak isterdim. Şanslı biri olmak isterdim. Diyeceklerim bu kadar. Sen, sevgili okuyucum umarım senin yeni bir hayata ihtiyacın yoktur, sen bu hayatından memnunsundur..
 Kendi doğum günümü kutluyoum. İyi ki doğmuşum! Yeni yaşında, hayatında hep güzellikler bulsun seni VCagla. Her zaman mutlu ol. Seni seviyorum kendim..
Eğer bu yazıyı okuyorsanız, doğum günümü kutlar mısınız? Kimler okuyor, merak ediyorum. Sizleri seviyorum..

02.07.2000-02.07.2020
- Vildan Çağla Köstem

Yorumlar